L.A. MOVIE TÜRKÇESİ © 2011 Emre ZORLU


BU ESERİN BÜTÜN HAKLARI SAKLIDIR. FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNUN MADDE 22- (değişik: 21.2.2001-4630/13) GEREĞİNCE YAYINCININ YAZILI İZNİ ALINMADAN KISMEN VEYA TAMAMEN ALINTI YAPILAMAZ, HİÇBİR ŞEKİLDE KOPYA EDİLEMEZ, ÇOĞALTILAMAZ VE YAYIMLANAMAZ. BELİRTİLEN FİİLLERİ GERÇEKLEŞTİRENLER HAKKINDA HUKUKİ İŞLEM BAŞLATILACAKTIR.
L.A. Movie Türkçe Özeti.

1 – MOR SARAY (L.A.’ın en pahalı gece kulüplerinden biri)

Kısa ışıl ışıl parıldayan sarı saçları ve yeşil gözleriyle taş gibi bir şampanyasını yudumlayarak beni kesmektedir ve bana laf atmaya başlar.

Bana iltifat ederek gerçekten de fena olmadığımı ve benim gibi bir erkeği arzuladığını söyler… Bu durumda ne söyleyebilirdim ki? İşin aslı 40 yaşıma merdiven dayamış olsam da insanlara 30’lu yaşların başında olduğumu söylerim. Bana asılan hatunun ise 23 yaşından 1 gün dahi büyük olamayacağına bahse girerim. İşimden ötürü sayısız hatunla tanıştım ancak bu hatun kadar güzeline milyonda bir rastlarsınız. Sadece birkaç olayda taş gibi hatunlarla karşılaşmıştım onlar da bana bakmamışlardı.

Kötü bir tipim olmadığı konusunda hatun haklıydı. Koyu saç, kahverengi gözler, sağlıklı dişler ve iyi kıyafetlerimin yanısıra kendimi fit tutardım. Haftada 3 kez badiye giderim, amatör boksörüm. Bu yüzden gözümün çevresinde birkaç ufak yara var ve burnumu birisi kavgada kırdığı için artık dümdüz değil. Kadın işimin zengin olmak için yeterli olmadığını söylediğinde de kesinlikle haklıydı…

Ben Los Angelas’ta California’da özel dedektifim. Müşterilerim de genellikle L.A. varoşlarında yaşayan insanlardan ibarettir. Hergün koruma, güvenlik, şantaj, kayıp insanlar, kimi ufak suçlar ve rüşvet gibi sorunlarla uğraşırım. Bazen cinayet davalarıyla ilgilensem de boşanma ve evlilik sorunlarına bakmazdım. Hayatım kolay değildi ama genelde ev ve ofis kiramı ödemeye yetecek kadar kazanıyordum.

Adımın Lenny Samuel olmasına karşın hatun bana Charlie diye hitap ederek çağırır. Ayağa kalkıp ona doğru hamle yaptığımda ise arkadan birisi oturmamı söyler. Bu kişi 1,90 boylarında kaslı bir adamdı. Sarışın hatunun adamla öpüşmesi ise filmin final sahnesi olmuştu. Benden 30 m uzaklıktaki bu kadının yüzü 5 m büyüklükteydi. Bu taş hatunun adı Gail Lane idi. Bu Hollywood’un en ateşli aktristine en yakın olduğum andı.

Sinemaya çok sık giderim, özellikle işlerim sarpa sarınca. Son işim de birkaç hafta önce kötü sonuçlanmıştı. Adamın biri güzel bir hatunun yarış atını çalmıştı. Atı bulmuştum fakat paramı alamadım. Bu olaydan beri ofisimi düzenledim, arabamı yıkadım, sık sık badiye gittim ve telefonumun çalmasını bekledim. Fakat çalmadı. Bu yüzden müşterim yok. Bende zamanımı sinemaya giderek değerlendiriyorum.

Sinema bitip ışıkları açtıklarında hemen lavaboya gittim. Oradaki boy aynasında kendimi inceledim. Çok iyi görünüyordum. Otoparktaki eski model gri renkli Chrysler aracımla ne yapacağıma karar vermek için barların, gece kulüplerinin önünden yavaşça geçtim. Arkadaşlarımı arayıp ıslatmak için oldukça geç bir saatti. Çok sıkılmıştım ve birşeyler olmasını istiyordum.

Mor Saray’ın önünden geçerken frenlere tüm gücümle asılmama rağmen üstü açık beyaz bir araba Chrysler’ımın yan tarafına oldukça gürültülü bir şekilde girdi. Bende ve arabamda pek bir şey yoktu. Hemen arabamdan çıkarak beyaz aracı kontrol ettiğimde sürücü ve aracı kötü durumdaydı. Beyaz arabanın motorundan yere benzin dökülmekteydi.

Yüzü kanlar içindeki genç eleman arabasından çıkarak sinirli bir şekilde üzerime yürüdü ve kollarımdan tuttu. Nefesi viski kokmaktaydı. Bana yumruk atmaya çalıştı ancak kendimi geri çektim.

25 yaşlarındaki elemanı yere serecek vuruşumu yapacaktım ki aniden gözleri kapandı ve yere yığıldı. Ona dokunmamıştım bile. Daha sonra omzumda bir el hissettim. Arkama baktığımda ışıl ışıl parıldayan sarı saçları ve yeşil gözleriyle taş gibi bir hatun durmaktaydı.

2 – BENDEN NE YAPMAMI İSTİYORSUN?

Kalabalık sokağın ortasında Hollywood’un en ateşli aktristi Gail Lane ile karşı karşıyaydım. Gail Lane beyaz arabanın kendisine ait olduğunu ve Mike Devine’nın sarhoş olmasına rağmen kullanmakta ısrar ettiğini söyler.

Gail Lane ile birlikte hasarlı beyaz aracı kaldırıma çektik bu sırada kalabalık da yanımızda toplanmıştı. Bunun üzerine Gail Lane gitmesi gerektiğini ve benden polisler gelmeden önce yerde yatan Mike’ı eve bırakmamı rica eder. Gail Lane’i de eve bırakmayı teklif ettiğimde taksi tutacağını söyleyerek önerimi reddeder.

Mike’ı dairesine kapıcı ile taşıyarak götürdükten sonra evde birşeylerin yanlış olduğunu hissettim. Tüm ışıkları açıktı ve dairenin zemini kitap ve kıyafetlerle doluydu. Duvardaki çerçeveler ise yamuk durmaktaydı.

Mike’ı soğuk suyun altında 5 dakika tuttuktan sonra kendine gelmişti. Onu banyoda yalnız bıraktıktan sonra aşırı dağınık oturma odasına geçtim. Diğer odaları gezerken biri arkamdan kafama vurdu. Yere yığılmış ve zeminde bilinçsizce yatıyordum.

3 – MIKE DEVINE

Vücudumdaki elleri hissedebiliyordum. Silahım, cüzdanım kısaca cebimde ne varsa alınmıştı. Gözlerimi biraz açtığımda sarı saçlı, yeşil gözlü hatun bana gülümsemekteydi. Kafamı çevirdiğimde başım sızlamaya başladı.

Mike Devine üzerindeki Palm Beach Resort yazılı bornozu ve elindeki silahıyla kim olduğumu sormaktaydı. Gözlerimi tam açtığımda meğerse karşımda Gail Lane’in resminin durduğunu anladım. Yaşananları anlattığımdaysa bana inanmayarak güvenliği çağırır. Kapıcı beni tanıyarak olayı çözer. Mike benden 50 dolar alarak kapıcıya ağzını kapalı tutması için para verir.

Kapıcı eve kimsenin girip çıkmadığını söyleyip işine döner. Kafama vuranın da Mike olmadığı için birlikte evin heryerini ararız ancak evde bizden başka kimse yoktur. Mike saatin geç olmasından ötürü kendisinde kalmamı teklif eder ancak arabamı bahane ettiğimde garaja koyabileceğimi söyler. Adamın asansörle garajdan kaçtığını anlamıştım. Tam o sırada Mike’a bir telefon gelir. Telefonda Mike’ın borçlu olduğu elemanın daireyi bu hale getirdiğini ve beni Mike zannedipte vurduğu için özür dilemişti. Bir dahaki sefere ise dairesine olanların başına geleceğini söyleyerek Mike’ı tehdit edmiştir.

Mike bundan ötürü panikleyerek beni o gece 200 dolara koruma olarak tutar. Sabah 6’da Gail Lane’in Mike’ı arar.

4 – CRAYZ ELLEN’S (Kafenin adı)

Mike’a kartımı bırakarak evime gidip duş aldım. Birkaç saat uyuduktan sonra Crayz Ellen’s denen mekana gittim. Ofisim bu mekanın hemen yanında olduğundan genellikle burada takılıyordum. Kahvaltımı yaparken Costasla beyzbol muhabbeti yaptık.

Ofisime gittiğimde bir sürü mektupla karşılaştım. Ofisimde bir masa, birkaç sandalye ve dosyalarımı koyduğum dolap dışında görülecek pek bir şey yoktur. Masamın başına geçerek telesekreterdeki mesajları dinledim. İlk mesajda isimsiz bir şahıs dün gece Mike’a korumalık yaptığım için tehdit yağdırmıştı. İkince ve son mesajda Rik Roma bana göre bir iş bulduğundan bahsetmişti.

Öğlenleyin Magic Film Yapımcılığın 4. Kapısında buluştuk. Beni içeri alarak “studio comissary”(film setinde önemsiz elemanların takıldığı restoran) de figüranlarla birlikte yemeğimizi yedik. Hollywood hakkında sohbet ettik. Rik’ten sinema çekimini izlemek istediğimde beni kırmayarak birşeyler ayarlayacağını söyledi. Asıl konumuza dönerek konuşmaya başladık.

5 – KAPILAR ARDINDAKİ ÖLÜM (Çekilen filmin adı)

Gail Lane’nin fotoğrafını göstererek yapımcı şirketin hatuna çok yatırım yaptığını, şu anda da yüzlerce milyon dolar bütçeli bir film çekildiğini ancak sürekli emaillerle ölüm tehditleri aldığını söyledi. Son 3 günde gelen 3 emailde de “ Kapılar Ardındaki Ölüm, Gail Lane’nin ölümü olacak. Filmi durdurun yoksa biz Gail Lane’ni durduracağız.” Yazmaktadır.

Rik’in benden Gail Lane’nin badigardlarından biri olmamı istediğini düşünüp reddettim fakat sinema ekibine katılacağımı öğrendiğimde günlük 450 dolara el sıkıştık. Görebim Gail Lane’nin dedektiflik konusunda (Gail Lane filmde özel dedektifi canlandırmakta) danışmanı olacaktım.

Ertesi gün tüm film ekibi güney amerikadaki sahneleri çekmek üzere Hollywood’dan ayrılacaktır. Bugünkü kanlı dövüş sahnelerinde ise dublörler rol alacaktır.

Birlikte filmin çekildiği 9. Stüdyoya gittik ve çekimi izlemeye başladık. Çok geçmeden Gail Lane’nin ipi koparak 15 m yükseklikten sert zemine düşer.

6 – BADİGARDLAR

Rik ortalığa emirler yağdırarak hemen bir ambulans çağrılmasını ister. Bense düşüncelere daldım. Her nekadar erkek arkadaş tercihini beğenmesemde sözde korumam gereken fıstık gibi hatunun gözlerimin önünde ölmüş olması düşüncesi beni gerçekten de kötü hissettirmişti. Gail Lane’in ölümü aynı zamanda işimin başlamadan bitmesi demekti.

Boeing 747 (yolcu uçağı) hangarı büyüklüğündeki stüdyoda derbeder bir halde gezinirken kaybolmuştum. Soyunma odalarına geldiğimde ise gözlerime inanamadım. Gail Lane ağlamaktaydı. Tam bu sırada birisi sağ kolumdan yakaladı ve 2 hatunla giriş kartım olmadığı için arbede yaşadım. Kısaca kıçımı tekmelediler ve güvenliğe teslim ettiler. Böylelikle Gail Lane’nin badigardlarıyla tanışmış oldum.

Rik’ten çekimlerde yaralananın Josie olduğunu öğrendim ve Gail Lane ile tanıştırıldığımda Josie’nin yaşadığı talihsiz kazadan ötürü  üzgün olduğunu anladm. Gail Lane bana önceden tanışmışmıydık sorusunu ise Gail Lane’nin badigardsız dışarı çıkmasının sorun yaratacağını düşünerek tanışmadığımızı söyleyerek yanıtladım.

7 – L.A.’dan B.A’e (L.A.=Los Angeles  B.A.=Buenos Aires)

Rik ile kazanın olduğu yere döndüğümüzde polis herkesten ifade almaktaydı. Bizde ne gördüysek anlattık. Dickinson çekimlerden önce ipin sağlam olduğunu ancak birisinin kolayca kopması için keserek inceltiğini tezine varmıştı.

2 saat sonra polisler gittmişlerdir. Rik bana henüz gelen “ Bu seferlik dublörü aldık bidahaki sefere yıldızı alacağız.” yazılı bir tehdit emaili daha geldiğini söyler. Ziyaretçi yasağı olmasından ötürü ipi kesenin film ekibinden biri olduğuna kanaat getirdim.

Rik benden Buenos Aires’de şüpheli gördüğüm şeyleri araştırmamı istedi. Uçakla 205 kişinin gideceğini ve 200 kişininde Buenos Aires’de sinema ekibine katılacağını anlatır. Rik belanın beni bulacağından çok emindi ve bu şekilde Gail’i tehdit edeni bulabileceğimi düşünmektedir.

Kafamda Gail, Mike, Josie ve filmle ilgili birçok cevapsız sorularla sisli havada Buenos Aires’e uçtum. Film ekibinin çoğu gibi bende Bisonte Palace Hotel’de kalacaktık. Gail, Carla, Brent gibi film ekibinin ağır topları  ise sahnenin çekiceleceği Recoleta mezarlığına oldukça yakın ultra lüks Alvear Palace Hotelde kalıyordu.

Yarına kadar yapacak bir şey olmadığından Rik ve ekipten birkaç elemanla akşam yemeğini yedim ve Buenos Aires sokaklarında gezinmeye başladım. Şehir çok hoşuma gitmişti. Cafe Pernambuco’ya gittim ve gazetelere göz gezdirip kahve içmeye başladım.

İşte o sırada kafede badigardlarından yoksun Gail Lane’nin birisi beklediği gözüme çarptı.

8 – KAFE PERNAMBUCO

Gail Lane saatlerce birşeyler içer. Lavabodan döndüğümde hesabı ödediğini görmüştüm. Birisiyle konuştuğu için mi yoksa beklemekten yorulduğu için mi ayrıldığını kestiremediğimden yanına öğrenmeye gittim. Ancak onu tehdit edenin ben olduğu gibi yanlış bir kanıya varmış gözüküyordu.

Fakat daha önce tesadüfen karşılaştığımızı ve ona yardım etmek için film ekibine dahil olduğumu anlattığımda bana aldığı şantaj mektubunu gösterir. Mektupta  eski fotoğraflarla şantaj çekilmektedir.

Gail Lane daha ünlü değilken bir elemanla takıldığını ve onunla birlikte dans ederken çekilmiş foroğrafları olduğundan bahseder. (kucak dansı büyük ihtimalle 🙂 Gail Lane ilk zamanlarda bu kişiyi yükselmesine yardım edecek bir iş adamı sandığını ancak Vincent’in gangster olduğunu söyler.

250 bin dolar bermezse fotoğraflarının gazeteye sızdırılacağını anlatır. Gail Lane ayrıca yanında silahı olduğundan ötürü tek gezdiğini söyler. Otelin çevresi her nekadar güvenli olsa da yıldız bir oyuncuyu tek başına bırakamazdım. Yolun uzun olmasına rağmek pek konuşmadan otele döndük. Film seti güvenliğinin sıkı oluşundan ötürü Gail Lane’nin silahını ben aldım. Kendi otelime dönmek üzere taksi beklerken Gail Lane’nin yanağımdan öpmesi beni dünyanın en mutlu adamı yapmıştı.

9 – RECOLETA (sahnenin çekileceği mezarlığın adı)(ölüye de rahat yok 🙂

Rik sinemada çalışanları girişte aramaları için Arjantinli bir güvenlik şirketiyle anlaşmıştı. Ben de bu güvenlikçilerle birlikte mezarlığın girişinde durarak gelen geçen herkesi yavaş yavaş tanımayı amaçlamıştım.

Recolata B.A.’in en zengin insanlarının gömüldüğü yerdir. O sabah Calle Junin (Recoleta mezarlığını kapsayan bölgenin adı) trafiğe kapanmış, her yer sinema ekipmanlarını taşıyan kamyonlarla dolmuştu.

Mezarlığın içindeki en büyük türbede Carla tatmin olana dek ilk sahne tam 7 kez çekildi. Annie ve Arabella’nın gözleri devamlı Gail Lane’nin üzerinde olduğundan mimarisiyle beni büyüleyen mezarlık içersinde gezmeye karar verdim.

Yarım saat yürüdükten sonra dönüyordum ki bir mezara elleri bağlanmış, ağız ve gözleri ise bantlanmış Annie’yi buldum. Türbenin çatısında ise bir heykel hareket ediyordu ve Gail ile Brent’in üzerlerine bir kaya fırlatmak üzereydi. Hemen ileri atılarak Gail ile Brent’i kenara ittim ve onları kurtardım. Ancak bu fevri davranışımdan ötürü Arabella üzerime atlamış, yönetmense beni azarlamıştı. İşin kötüsü bu kargaşadan ötürü heykel kaçmıştı.

Beni tebrik eden sadece Rik’ti. Ancak polisi çağırıp soruşturma açmanın 3 gün sonra İstanbul’daki çekimlerin ertelenmesine sebep olacağını belirtti.

Gail Lane’nin danışmanı olmama rapmen henüz onunla adam akıllı konuşma fırsatı bulamamıştım. Rik’e bu durumu izah ettiğimde beni bu akşamki tango şovuna davet etti. Ayrıca bana bir de motorsiklet tahsis etmesini istedim.

10 – TANGO

Harley-Davidson marka motorumu ve bayıltıcı silahımı yanıma almıştım. Gail, Carla, Brent ve Rik limuzinle dans gecesine giderlerken bende onları 100 m geriden motorumla takip etmekteydim. Başta tesadüf olduğunu düşünsem de kısa ve dar sokaklarda bile kırmızı renki Ford’un mesafeyi koruması beni iyice işkillendirdi.

Limuzin tangonun yapılacağı binaya vardığında Ford da 50 m geride parketti. İçinden kısa saçlı ve takım elbiseli 2 genç adam çıkarak aynı binaya girdiler. Arabalarını incelediğimde içinde ingilizce  yazılmış bir gazete gördüm ve bu çok ilginç geldi. Belkide turisttirler diye düşündüm.

Birkaç saat yemek yiyerek geçti. Gece yarısı başlayan dans şovunu sadece izleyenecek olduğunu öğrendiğimdee çok sevinmiştim. Fakat Gail Lane bundan ötürü mutsuzdur ve sahneye atlayarak kusursuzca dans etmeye başlar. Erkek bir dansçı da ona eşlik eder.

Dans bittikten sonra bugün sette hayatını kurtardığım için teşekkür eder ve yarın sete tekrar getirmem için silahını bana verir. Ayrıca dedektif olduğumu kanıtlamam için birşeyler yapmamı söylediğinde  Gail Lane’i takip eden elemanları takip edebilmem için beraber plan yaptık.

Yaptığımız plan işe yarasada kırmızı Ford’u takip ederken kırmızı ışıkta geçtiğim için polis beni durdurur. Kırmızı Ford’u ise Amerikan elçiliğine ait olduğu için durdurmadıklarını belirtirler.

11 – YANLIŞ ANLAŞILMALAR VE MESAJLAR

Yüzbaşı Garcia’nın beni hızlı ve tehlikeli araç kullanmak ve kırmızı ışıkta geçmekten tutuklayacağını düşünsem de hikayeme inandığı için beni serbest bırakmakla kalmadı üstüne üstlük ihtiyacım olacağını düşünerek telefon numarasını verdi.

Ertesi sabah film setinde benim aranmadığımı gören Arabella kendiside üzerinin aranmadan sete girebilmesi için cıngar çıkartır. Rik bana söz hakkı bile vermeden ön tarafa aranmaya yollarken Annie ve Arabella üzerime atlarlar ve beni aramaya başlarlar. Sol botumun içinden Gail Lane’nin silahı düşer.

Rik beni kovarak otelde beklememi söyler. Otele geldiğinde silahın Gail Lane’e ait olduğunu ve yaptığım tüm davranışların Gail Lane’i korumak amaçlı olduğunu anlattım. Bana inandı ancak settekilerin çoğunun bana güvenmediğinden ötürü L.A.’a dönmem gerektiğini söyledi.

Uçağıma binmeden önce Yüzbaşı Garcia’ya Arjantin’den ayrılacağımı; set dışında Gail Lane’e koruma ayarlamasını rica ettim. İkinci olarakta Toni Trenton’u arayarak Gail Lane, Mike Devine ve Vincent Calab hakkında araştırma yapmasını istedim. Son olarak ofisimin telesekreterini aradım ve Mike Devine’nın yardım isteyen bir mesajına ulaştım.

12 – ÖĞLE YEMEĞİ VE BİLGİ

L.A.’a vardığımda çok geç olmuştu. İstirahat ederek kahvaltı yapmaya Crazy Ellen’a gittim. Costas dün sabah 2 silahlı adamın beni sorduğunu sölediğinde bahis için geldiklerini düşündüm. Öğleden sonra da Mike Devine gelmişti. Kahvaltıdan sonra ofisime gittiğimde tüm dosyalarımın çalındığını anladım. Benim için bu tip şeyler sorun değildi çünkü önemli hiç birşeyimi ofisimde bırakmazdım.

Mike’ı arayıp mesaj bıraktıktan sonra öğle yemeği için Pastroud’s İtalyan Restoranında Toni ile görüşmeye gittim. Toni koyu saçları, mavi gözleri ve sıcacık gülümsemesiyle tam bir afetti. Neredeyse tekrar aşık olacaktım ama bir anda neden ayrıldığımız aklıma geldi. 15 yıl önce boks ve onun arasında tercih yapmam icab etmişti.

Biraz havadan sudan muhabbet ettikten sonra yemeğimizi sipariş ettik ve Mike Devine hakkında konuşmaya başladık. Mike sadece zevkine düşkün bir playboydur. Sürekli parti düzenlemesinden ve önüne gelen herkesten borç almasından ötürü zengin babası Joel oğluna para vermeyi kesmiştir. Bu işe bankalardan ve tefecilerden borç alarak devam etmektedir.

Gail Lane’nin ise bir anda yıldızının parladığını, daha düne kadar kimsenin onun hakkında bir şey bilmediğini söyler. Çok eskiden vaktini gangsterlerle harcamış, son zamanlarda ise Senatör Theo Z. Democrates ile ilişki yaşadığı söylentiler arasındadır.

Ganster Vincent Calab da senatör gibi insafsız biridir. 10 sene önce Chicago’dan buraya gelerek sırf kara para aklamak için film sektörüne el atmıştır. Fakat polis şimdiye kadar onu içeri atmaya yetecek delil bulamamıştır. Çok tehlikeli ve deli bir adam olduğu için insanlar ona Mad-Vince lakabını takmıştır.

Ofisimi dağıtan elemanlar aklıma gelince, sevsemde sevmesemde Vince’ye bulaştığımı düşünmeye başladım. Toni’nin telefonun Mike’a ulaşınca yemekten sonra ona gidecektim. Toni ile sohbetimize devam edip hesabı kimin ödeyeceği konusunda tartıştık ve her zamanki gibi Toni kazandı. Toni’yi restoranda bırakıp masadan ayrılırken zamanında Toni yerine boksu tercih edişimin nekadar da büyük bir hata olduğunu düşünüyordum.

Vince’ye bulaştığımı düşünmeye başladım. Toni’nin telefonun Mike’a ulaşınca yemekten sonra ona gidecektim. Toni ile sohbetimize devam edip hesabı kimin ödeyeceği konusunda tartıştık ve her zamanki gibi Toni kazandı. Toni’yi restoranda bırakıp masadan ayrılırken zamanında Toni yerine boksu tercih edişimin nekadar da büyük bir hata olduğunu düşünüyordum.

13 – BAYAN SULLIVAN VE BAY X

Mike’a vardığımda beni kızgın bir edayla neden daha önce aramadığımı sordu. Hem Arjantin’de oluşumu hemde bana olan 250 dolar borcunu ödemediğini hatırlattım. Bunu üzerine bana çek yazdı. Sanki bilmiyorum karşılıksız olduğunu 🙂 Bunun üzerine beş parasız kaldığını hatta içinde bulunduğu durumun görünenden daha kötü bi halde olduğunu söyledi. Mike’ın anlattıkları Toni’nin söyledikleriyle hemen hemen aynıydı.

Mike tanıdığı herkesten borç almıştı. Tam bir haft önce Mary Sullivan adında 30’lu yaşlarda iyi giyimli bir hatun, ismini vermek istemeyen ama çok güçlü bir adamı temsilen Mike’ı ziyarete gelmişti. Bu kişi Mike’ın borçlarının çok büyük bir kısmını ödemiş, o andan sonra da Mike’ın o kişiye yaklaşık 800 bin dolar borçlandığını ve parasını istediği iletilmiştir.

Garibim Mike dairesinin bile babasına ait olduğunun yanı sıra meteliksiz gezdiğini anlatmıştır. Bu durumda Mary Sullivan eğer 72 saat içinde L.A.’ı terkedip Gail Lane’i bir daha görmeyeceğine dair söz verir ve bu sözü 1 sene tutarsa Bay X’in borcu unutacağını söylemiştir.

Bu hikayeyi duyduğumda Mike’a hala neden buralarda olduğunu sordum, sormaz olaydım. Çocuk gibi ağlamaya başladı ve Gail Lane’nin kendisini sevmesede ona deli divane aşık olduğunu söledi.

Mike anlaşma süresini yarına kadar uzatmış, eğer yarın L.A. dışından onları aramazsa insanları dolandırdığı için hapse gireceğini söylemişlerdir. Kaldıki Mike başka yerde yaşamayı maddi olarak kaldıramayacaktır. Bunun üzerine bende Kristal Göldeki ufak kulübemin anahtarını Mike’a vererek balık tutarak zamanını geçirmesini söyledim.

Telefon şirketinde çalışan dostum Hank’ı arayarak Mary Sullivan’ın telefonu araştırdım ve onun Senatör Democrates’in sekreteri olduğunu öğrendim. Telefonun kapatır kapatmaz Rik aradı ve Magic Film Yapımcılıkta Mr. Frank’ın sekreterine gidip bana ait olan zarfı almamı söyledi. İstanbula ‘a gidecektim. Makyözlerin bir kısmının orada olduğunu söylediğinde şaştım kaldım çünkü sesim ve görünüşümle Brent Foster’ın dublörü olacaktım.

14 – YENİ ELEMAN

Sekreterin yerine direk Homer Frank ile görüştüm. Rik’in bana kefil olmasıyla tekrar işe dönmüştüm. Homer hit olacak bu filmde Gail Lane’nin güvenliğinin çok önemli olduğunu ve bu filmi hiç birşeyin durduramayacağını söyledi. Bunu üzerine bende tehdit içeren emailleri görmek istediğmi  çünkü gönderenin emailini ya da başka bir ipucu bulabileceğimi söyledim. Homer ise emailleri sildiğini söyledi. (şüpheli bi davranış) Tam o sırada Vincent’in bir arkadaşı Homer’i arar. Homer tüm konuşma boyunca 3 kez evet ve 2 kez hayır dışında bir şey söylemez. Telefonu kapatır kapatmaz da nezaketsizce beni başından savar.

Zarfta New York aktarmalı İstanbul’a uçuş biletim vardır. Uçuşuma 4 saatim olduğundan hemen daireme döndüm ve çantamı hazırladım. Hava alanına vardığımda ise Rik’in talimatlarını okudum:

“Atatürk Havalimanından Swiss otele gitmek için taksi tut. Tüm odalar sinema ekibine ayırtılmış durumda. Bizde ertesi gün B.A’den tek uçakla varmış olacağız. Swiss otelde Julie Grant ve Steve Tovich’e ulaş. Onlar ne yapılması gerektiğini bilir. Uçak biletlerin senin adına fakat otel odan Alan Davies adına ayırtıldı. İstanbul’da bu ismi kullanacaksın.”

Türk yemeklerini tadarak Atlas okyanusu üzerinden geçtim. Avrupaya 10 yıldır gitmemiştim. Türkiye’yi ise ilk defa görecektim. Yol boyunca İstanbul rehberini okudum.

İstanbul ve kaldığım ote müthişti. Odamdan boğazın o eşsiz manzarasını görebiliyordum. Julie uyumamı ve 1012 numaralı odada olduğunu yazan bir not bırakmıştı odama.

Kahvaltıdan sonra Julie ve Steve gelerek işe başladılar. Brent benden 5 yaş küçük ve 20 kilo fazlaydı. Julie önce saçlarımı onunki gibi kesip boyadı. Kaşlarımın şeklini değiştirip mavi lens taktı. Ayrıca yüzümün alt kısmına bir katman latex (kauçuktan madde, daha toplu bir surat göstermesi için) yerleştirdi. Daha sonra yüz hatlarım için makyaj yaptı.

Steve ise önce gögüs ve karın kısmıma padding(daha şişman gözükmek için kullanılan takviye malzemesi) bağladı ve Brent’in kıyafetlerinden bir kısmını verdi. Öğle yemeğine kadar yeni “ben”e alışabilmek için Brent’in sahnelerini izledim. Saat 4’te Gail Lane başka bir şantaj mesajı aldığını söyledi.

15 – TOPKAPI (bildiğimiz topkapı sarayı:)

Rik, Gail Lane’e hala ekipte olduğumu söylemişti. Gail Lane Brent taklidimle beni resepsiyonda tanıyamadı. Haliyle odama gelince çok şaşırdı. Şantaj mesajında California’ya(L.A. barındıran eyaletin adı) gelince fotografları alabilmesi için 250 bin dolar ödemesi gerektiği yazmaktaydı. Bende sakin olmasını L.A.’a dönene kadar beklemekten başka çaremiz olmadığını anlattım.

Rik de beni görünce şaşkınlığını gizleyemedi ve yarın Topkapı’da çekeceğimiz sahne hakkında konuştuk. Brent arabalardan korktuğu için Gail ile araba takibinin olduğu sahneyi beraber oynayacaktık.

Arabella ve Annie hala B.A.’daki mezarlıkta yaşananlardan beni sorumlu tutmaktaydı. Rik uyumaya gittiğinde bende Topkapı Sarayı’nı gezmeye gittim. Sokakları ve avluları bir bir gezerek çevreyi keşfettiğimde yarın Gail Lane’i korumanın oldukça zor olduğunu anladım.

Ayasofya’ya kalabalık caddelerden yürüyerek gittim ve ordan bir taksi tutarak ottele döndüm. Önümüzdeki günlerde çok heyecanlıydım ve film yıldızı gibi davranmanın çok eğlenceli olacağını düşündüm.

16 – MUSTANG VE MERCEDES

Salı günleri Topkapı Sarayı ziyaretçilere kapalıydı. 100 Türk de sette çalışmak için ekibe dahil olmuştu. Julie, yönetmenin beni kontol edeceği için makyajımı tazeledi. Brent ve Carla da beni gördüklerine çok şaşırdılar çünkü Brent’in aynısıydım.

Çekimleri seyrederken kimsenin senaryoyu bilmediğini Carla’nın L.A.’a dönünce çekilen sahneleri kesip, düzenleyip yayına uygun hale getireceğini öğrendim. Ertesi gün sabah trafiğinde 1 saat geçirdikten sonra benimde rol alacağım sahneyi çekmek üzere Topkapı’ya ulaştık. Yönetmen benden ve Gail Lane’den oynayacağımız sahneyi prova etmemizi istedi. Sahneyi farklı açılardan çekilen kameralardan tekrar tekrar oynadık.

Araba sahnesinde tramwaylara kadar Mercedes’e yakalanmadan olabildiğince sürmem gerekiyordu Mustang’i. Trafiğin yoğun oluşundan  sıkışıp kalmıştım yolda. Mercedes’in bize süratle yaklaştığını gördüğümde önümdeki otobüse çarpmamak için yoldan çıktım. Ben hızlansamda Mercedes bize yaklaşmaktaydı. Fakat ortalıkta sahneyi çekmesi gereken kamyonlar yoktu. Yol açıkken Mercedestekiler bize ateş etmeye başladı. Böyle bir şey olmamalıydı.

17 – HALİÇTEKİ KÖPRÜ

Mercedestekilerin kalabalık içinde ateş edemeyeceklerini düşünerek dün gezdiğim sokaklardan en kalabalık olanına daldım. Vapurların kalktığı yerde birçok insan olmasına rağmen ateş etmekteydiler. Galata köprüsünden geçerken dikiz aynasından mavi renki bir Fiat aracında bizi takip ettiğini gördüm. Galata Köprüsünün genişliğini kullanarak direksiyonu mercedese doğru kırdım.

Mercedes de bana çarpmamak için için yoldan çıkınca Fiat ile çarpıştı. Galata köprüsünün açıldığını görünce frenlere asılarak aracı durdurdum ama ne uçta durabilmiştik. Gail ile arabadan çıkmaya çalıştığımızda ise araba dengesini kaybedip Haliç’in masmavi sularına doğru kayıyordu. Fiattan çıkan elemanlardan biri mercedestekilerin başında duruyor, diğeri ise köprünün ucuna doğru tırmanmaktaydı.

Gelen kişi Amerikan elçiliğinin bizi koruması için gönderdiği Kemal adında bir polisti. Gail ile kurtarılmayı beklerken Gail kendisi hakkındaki gerçekleri bir bir anlatmaya başladı.

18 – GAIL’İN HİKAYESİ

Eskiden ilişkisi olan Vincent Calab’ı zaten biliyordum. Tabi Mike’ı da. Fakat Mike’ı sadece arkadaş olarak gördüğünü söyledi. Bende ona Mike’ın şu anda Kristal Göldeki kulübemde yaşadığını anlattım.

Diğer şahısta elçilikten koruma yollatacak kadar güçlü olan Senatör Democrates’dir. Gail Lane onunla 18 aydır tanışmaktadırlar ve herkesten gizli nişanlanmıştırlar. Senatör Democrates güçlü olmasının yanısıra kıskançtır da. Gail’in ilk zamanlarda beni senatörün adamı sanmasına şaşmamalı. İlişkilerini herkesten gizli tutmalarının sebebi Senatörün gelecek seçimlerde Başkanlığa aday olmak istemesidir.

Fırsattan istifade bende Homer’a gelen tehdit emaillerinden bahsettim. Ayrıca Gail Lane’nin Vincent ile yıllardır görüşmedim demesi de yalanmış. Çünkü birkaç hafta kadar önce Vincent Gail’den filmi bırakmasını aksi halde zarar göreceğini söylemiştir.

Bu sırada Kemal aracımıza zincirleri bağlamaktaydı. Çift pervaneli Chinook tarzı bir helikopter aracımızı kaldırarak düşmemizi engelledi. Nihayetinde kurtulmuştuk.

19 – YENİDEN HOLLYWOOD

Türk Hava Kuvvetlerine ait helikopter bizi köprünün girişine bırakmıştı. Kemal bizi takip eden mercedestekilerin film ekibinden olmadıklarını; mercedeste olması gereken kişilerinde Topkapı Sarayında baygın bir şekilde bulunduklarını söyledi. Film setine döndüğümüzde yaşadıklarımızı yönetmene Gail Lane anlattı.

2 gün sonra L.A.’a dönünce Gail ile birlikte Brent kılığında Homer’la görüşmeye karar verdik. İstanbul’dan döndükten sonra üzerimde dinleme cihazıyla görüşmeye gittim. O gün süprizlerle doluydu.

Bizden birkaç dakika Frank’ın sekreteri, Annie ve Arabella elleri yukarıda arkalarında 2 silahlı adam ve Vincent odaya girmişlerdi. Bi anı bi anını tutmayan Vincent Homer’a stüdyo için milyonlarca dolar verip tüm harcamalarını karşıladığını söyler. Şimdiyse parasını istemektedir ancak Homer parayı Vincent’ten aldığına dair bir kanıt olmadığından vermek istememektedir.

Bunun üzerine Vincent’te Gail Lane’i öldürüp hem film çekiminin sonuçlanmamasını sağlamak hemde stüdyo’nun ismini lekelemektir. Bende Vincent’e aklımdaki soruları sormaya başladım. Josie ve B.A. mezarlığındaki olayı korkutmak; İstanbulda ise amacının öldürmek olduğunu söylemişti.

Bu sırada Vincent’in adamlarından biri sesimin Vincent’e benzemediğini söyler ve gerçek kimliğim açığa çıkar. Vincent parasını alamayacağı anladığında adamlarına Gail Lane’i vurmalarını emreder. İste tam o anda ortalık karışır.

Annie ve Arabella adamlara bense Vincent’e hamle yapmıştık. Vincent’in silahından çıkan kurşun Homer’in omzuna isabet eder. Bunun dışında herkes iyi durumdadır. Teğmen Dickinson’ı arayarak ses kayıtlarını, Homer’i, Vincent ve adamlarını teslim ettim.

Stüdyoda işim bitmişti. Paramı alabilmek için Rik’i aradım ama bulamadım. Ofisime döndüğümde Gail Lane’nin tekrar şantaj mesajı aldığına dair mesajıyla karşılaştım.

20 – SON

Saat 4’te stüdyodaki telefon kulübesine Gail Lane gittiğinde bende telefon tamircisi kılığında oradaydım. Telefon hatlarını tamir ediyormuş gibi davranıyordum. Gail Lane telefonla konuştuktan sonra para dolu çantayı bırakıp oradan uzaklaştı. Bende gözetleme yapmaktaydım. 5 dakika sonra bir adam elindeki zarfı telefon kulübesine bırakıp çantayı aldı ve bir binaya girdi. Binayı da adamı da tanıyordum.

Rik beni gördüğüne sevinmişe benzemiyordu. Çalışmamın karşılığını istediğimde Homer’in tutuklanmasından ötürü ödemenin yapılamayacağını söyledi. Bende bunun üzerine kendisine ödemenin yapıldığını söyleyerek laf çarptırdım.

Çantayı şans eseri telefon kulübesinde bulduğunu iddia etse de ikimizde biliyorduk gerçeği. Arkadaşımı polise verecek değildim. Tek amacım parayı Gail’e geri vermekti.

Gail Lane’nin dairesine giderek parasını geri verirken adamı tanımadığımı ve onunla dövüşerek aldığım yalanını söyledim. O da beni evleneceği adam olan Senatör Democrates ile tanıştırmasından anladımki bir daha Gail Lane’ni göremeyecektim. Stüdyodan da paramı alamayacaktım.

Böylece herşey bitmişti. Mike’ı arayarak birkaç saate Kristal göle balık tutmaya geleceğimi söyledim. Kendi kendime konuşarak L.A.’tan uzaklaşmaktaydım.

Bu olayda para da yok, hatun da yok, sinemada kariyer de yok; yok oğlu yok… Umarım balık tutmada şansım yaver gider, nasıl gidicekse!…”

© 2011 Emre Zorlu

Yayınlayan

aemrezorlu

kişisel blog, teknoloji, sanat, müzik, film, yazılım, telefon

“L.A. MOVIE TÜRKÇESİ © 2011 Emre ZORLU” için 2 yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s