BİR KREDİ HİKAYESİ

Binbir sıkıntıyla gurbet ellerde okuyan veya okutulanları bir yana ayırıyorum, siz siz olun ayda 250 lira ekstra param olur da haftasonlarında ortamlara akarım, karı kız yaparım, pese giderim,ayakkabı çanta üstüne telefn laptop filan alırm gibi bi mantık güderek bu kredileri almayın. zira devlet babanızın size başınızı okşayarak verdiği bu harçlığın aslında kol gibi, orkinoks gibi bir borç olduğunu ancak ve ancak iş hayatına başladığınız zaman idrak edeceksiniz.

Babanızın verdiği harçlık yetmiyor mu, gidin bi yerde çalışın benim gibi. hem ilerde başlayacağınız iş hayatı adına kayda değer bir tecrübe hem de ayırdığınız zamana karşılık hem geri ödemesiz hemi de devletin verdiği meblaya oranla elle tutulur iyi bi gelir elde edin. hayatın bizi nereye götüreceğini bilemeyiz.

Kaldıki bu krediyi 4 sene ödendikten sonra geçen 2 sene sonunda ödemeye başlayacaksınız. yani okul bittikten sonra filan değil!!

Geri ödeme süresinin iki katı vadeye yayılmış şekilde ödenecek olan ve ne zaman, nasıl ve hangi miktarda geri alınacağı bilinmeyen, hangi faiz oranı uygulanarak faiz işleyeceği belli olmayan ve 4 senede yapılan ödeme için bir günde ödeniyormuş gibi faiz hesaplanan, kefil olmadığı için ödeme gününde borçludan başka sorumlu bırakmayarak yine oranları belli olmayan(tüfe-üfe değişecektir.) ve genellikle olabildiğince uzun süre gecikme faizleri işletilen,krediyi alanların gelecekteki iş hayatının olabildiğince uzun bölümünü devlete borçlu olarak geçirmesini sağlamak ve işe giren kişinin eline geçen paranın olabildiğince büyük kısmını alabilmek için verilen kredi. bir nevi devletin dağa çıkıp eşkiyalık yapması, haramiliğe soyunmasının günümüz versiyonu

ÖĞRENİM KREDİSİ = çiğköfte ile benzer özelliklere sahip kredi. şöyle ki ikisini de yemesi güzeldir. çıkarırken de zorlar adamı.( Bu arada hepsine başvurmama rağmen reddettiğin için teşşekürler KYK)